İlahiyat Fakültesi Hayat Boyu Eğitim Seminerleri-1: “Sözlü Din Eğitiminde Üslup” Semineri Gerçekleştirildi

Yazar: olcay.hundur | Tarih: 9 Ocak 2023

İlahiyat Fakültesi mezunlarının akademik kalitesini yükseltmek amacıyla başlatılan Hayat Boyu Eğitim Seminerleri kapsamında İlahiyat Fakültesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Recep Demir “Sözlü Din Eğitiminde Üslup” başlıklı online seminerini sundu. Seminere yurt içi ve yurt dışından mezunlarımız katılım gösterdi. Bu programın ilk olması hasebiyle Fakülte Dekanı Prof. Dr. Osman Şahin bir açılış konuşması yaparak gösterdikleri ilgiden dolayı katılımcılara ve sunumu için konuşmacı Doç. Dr. Recep Demir’e teşekkür etti. Bu programın bahar yarı yılında ayda bir tekrarlanacağını belirtti.

Doç. Dr. Recep Demir sunumunda özetle mezunlarımızın dikkat etmesi gereken hususlar şöyle dile getirdi.

Bilgi düzeyini sürekli geliştirme ve bunu içselleştirmek. Eğitim-öğretim kurumlarımızda not/sınıf geçme kaygısıyla yapılan eğitim, eğitilenleri plansız, sınavdan sınava günübirlik çalışmalara yöneltmekte, bu ise sonuçta bilgisizliğe ve bilgiyi içselleştirmemeye götürmektedir. Oysa bize değer kazandıracak olan ilim ve ilmin etkinleştirilmesidir. Yüce Allah'ın Peygamberimize tavsiye ettiği bir duada ''Rabbim ilimce beni artır'' denmesi oldukça dikkat çekicidir. Demek ki biz ilmimizin artması yanında, elde edeceğimiz bilgiyle değer kazanmayı hedeflemeliyiz. Buna göre gerçeğin ilmi, bizim hem insanlar, hem de Allah katında değerimizi artıracaktır.

Bilginin davranışlara yansıması. İlahiyat alanında çalışan kimseler bilgisiyle olduğu kadar eylemiyle de kendini göstermelidir. Peygamberimiz Allah'tan hep faydalı ilim istemiş, faydasız ilimden Allah’a sığınmıştır. Tebliğ mi temsil mi? Diye sorulduğunda öncelikli olanın temsil olduğunu belirtmek gerekir.

İşimizin/konumumuzun önemini kavramak. Din alanında görev yapmak her şeyden önce Peygamberlerin mesleğidir. Dünyayı ve ahireti birlikte kazandıran kutlu bir meslekte bunun farkında olarak çalışmalıyız.

Ana kaynaklarımızdan ve kökümüzden kopuk olmamak: Kişilerin ve toplumların parlak gelecekleri, onların dayandıkları köklü temellerle mümkündür. Bizim kökümüz Kur'an-Sünnet temelli, Hz. Peygamber ve onun seçkin ashabı/ altın nesil ve İslam büyükleri, onların seçkin hayatlarıdır. Konuşmalarımızda, yazışmalarımızda bu malzemeyi yoğun olarak kullanmalıyız. Moda kaynaklar, özenti bir dil, bizim olmayan konuşma ve yazma tarzları bugün çoğumuzu etkilemiş durumdadır. Bunlardan uzak durmalıyız.

Halktan ve sosyal hayattan kopuk olmamak: Halkla bütünleşip onları önemseyerek onlarla sıcak bir diyalog kurmalı, halkla iç içe olmalıyız.

Toplumda iyi bir intiba bırakamaya gayret göstermek. Toplumda öncelikle kendisine güven duyulan bir insan olmaya gayret etmeliyiz. İnsanlar din adına konuşan kimselerin söylediklerinden daha fazla onların eylemlerine bakarlar. Söylem eylem birliği en fazla ilahiyat mezunları için gereklidir.